12 Şubat 2009 Perşembe

Konya'da Obruk Alarmı!!!


Konya Ovası’nın Karapınar bölgesinde oluşan ve obruk adı verilen büyük çukurlar 50 köyü tehdit ediyor. Uzmanlar toprak çökmesine karşı köylerin boşaltılmasını istiyor.

Konya Ovası’nda yeraltı sularının azalması ve toprak yapısına bağlı olarak oluşan ve büyük çukur anlamına gelen obruk sayısında artış oldu. Uzmanlar, sayısı 60’a ulaşan Obruk nedeniyle Karapınar’a bağlı 50 yaylada, geniş toprak çökmesi olabileceği uyarısında bulundu.

Daha çok Karapınar’a bağlı köy ve yaylalarda meydana gelen obrukların sayısı 60’a ulaştı.
Obrukların derinliği 2 metre ile 120 metre arasında, çapları ise 1 metre ile 90 metre arasında değişiyor.

NEDENİ BİLİNÇSİZ SULAMA
Uzmanlar, bilinçsiz yeraltı suyu kullanımının Obruk sayısını artırdığına dikkat çekiyor.
Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Güler Göçmez, çiftçilerin salma sulamayla aşırı derecede sulama yaptıklarını belirterek, “Erimenin olduğu yerde üstteki tavanda bulunan toprak örtüyü doygunlaştırmakta ve doygunlaşan toprak da taşıyamayıp çökmektedir” dedi.

50 KÖY VE YAYLA TEHDİT ALTINDA
Karapınar’a bağlı 50 köy ve yaylada, geniş toprak çökmesi olabileceği uyarısında bulunan Göçmez, yerleşim yerlerinin boşaltılması gerektiğini söyledi.

“Bir an önce karapınar kızören arasının jeolojik ve jeofizik çalışmalarının yapılması lazım” diyen Göçmez, bölgede kireç taşları içinde bulunan bu boşlukların tespit edilerek, bu boşluklara yakın yerleşim birimlerinin oradan kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Kaynak: Ntvmsnbc

Dün akşam haberlerde dinlediğim kadarıyla. Bölgenin haritasının çıkarılması ve gerekli inclemelerin başlatılması için MTA'dan gelen bir grup, bu işlemlerin ancak Nisan ayında yapılabileceğini söyleyerek oradan ayrılmış. Şaka gibi değil mi? Şubat ayından beri Konya'da obruklar oluşuyor. Halk tehdit altında ama devletimin yetkili kurumu inceleme ve önlemler için 2 ay sonraya randevu veriyor...

Üzülerek Yazıyorum "Harran Yok Olmasın"


Adı 4000 yıldan beri değişmeden günümüze ulaşan tarihi Harran şehri, konik kubbeli evleri, surları, iç kalesi, Emevi dönemine ait Anadolu’nun en eski ve en büyük camii olma özelliklerine sahip Ulu Camii, içerisinde 7000 yıllık kültür tabakalarını barındıran höyüğü ve sur içerisine yayılmış mimari kalıntıları ile Anadolu’nun en önemli turizm merkezlerinden biridir.

Ayrıca Hz. İbrahim’den dolayı “İbrahim’in Şehri” olarak tanınan bu kent , Yakup Peygamber kuyusu ile, İslam alimlerinden Hayat el-Harrani’nin türbesi ile, Babil ve Asur dönemlerindeki Pagan inancına ait “Sin Mabedi” ile dünya inanç turizmi içerisinde önemli bir yere sahiptir.

Taşıdığı bu değerlerle UNESCO’nun dünya kültür mirası listesine aday olan tarihi Harran şehri 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gereğince Kültür Bakanlığı Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 1979 yılında üzerindeki tüm taşınmaz kültür varlıklarıyla birlikte “Arkeolojik Sit Alanı” olarak tescil edilmiş , 1992 yılında “Harran Koruma Amaçlı İmar Planı” yürürlüğe girmiştir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kanununda arkeolojik sit alanlarında kazı, sondaj ve inşaat gibi her türlü fiziki müdahale yasaklanmış ve Koruma Amaçlı İmar Planıyla yapılaşma şartları belirlenmiş olmasına rağmen özellikle son iki aydan bu yana Harran sit alanındaki konik kubbeli evlerin yıkılarak bunların yerlerine, ya da yanı başlarına 100’den fazla betonarme kaçak yapı inşa edildiği ve böylece dünya kültür mirası listesine aday olan bu tarihi şehrin hızla beton yığınlarına dönüştüğü üzüntüyle tespit edilmiştir.

Görevli kurumların resmi başvurularına karşın bu güne değin bir tek kaçak yapının dahi yıkımının gerçekleştirilememiş olması bu yapıları yapanları cesaretlendirmiş, böylece kaçak ve izinsiz yapıların sayısı gün geçtikçe artarak dünyaca ünlü bu ören yeri ne yazık ki yok edilme sürecine girmiştir.

Şurası bir gerçektir ki; 2863 sayılı yasanın amir hükümlerine göre suç teşkil eden bu eylemler karşısında Harran’daki yöneticilerin duyarsız kalması kaçak inşaatların hızla yayılmasında büyük ölçüde etkili olmuştur. Şüphesiz ki bu tahribatın devamı Harran’ın UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesine alınmamasına da sebep olacaktır.

Urfa ve GAP Bölgesi turizminin can damarı olan dünyaca ünlü bu ören yerindeki 2863 sayılı yasaya aykırı olarak devam etmekte olan kaçak yapılaşmaların derhal durdurulması ve bu güne değin yapılanların yıktırılması için, Kültür ve Turizm Bakanı sayın Ertuğrul Günay başta olmak üzere sayın parlamenterlerimizi, sayın valimiz Yusuf Yavaşcan’ı, Harran Kaymakamlığını, Harran Belediye Başkanlığını ve Cumhuriyet savcılığını göreve davet ediyoruz.

Yasaya aykırı bu olumsuz sürecin devam etmesi halinde, tüm insanlığın ortak değeri olan ve Şanlıurfa turizminin can damarı olan Harran Ören Yeri’nin tarihi dokusunu yağmalayanları ve Harran’a Moğollar tarafından verilen tahribattan sonra 21. yüzyıla yakışmayan bu büyük tahribata göz yumanları tarih asla affetmeyecektir.

Bizler aşağıda imzaları bulunan sivil toplum kuruluşları mensupları ve kültürel mirasımıza duyarlı bireyler olarak bundan böyle bu konuda yetkililer tarafından izlenilen yolu yakından takip edeceğimizi, kaçak yapılaşmaların derhal ve acil olarak durdurulmadığı takdirde Dünyada ve Türkiye’de kültürel mirasla ilgili tüm sivil toplum örgütlerini, tüm adli makamları harekete geçirmek için girişimde bulunacağımızı tarih önündeki sorumluluğumuzun bilinciyle kamu oyuna saygıyla duyururuz.

SİVİL GİRİŞİM KATILIMCILARI:

Şanlıurfa Barosu, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Ziraat Odası, Şanlıurfa Tabip Odası, Eczacılar Odası, ŞMMMO, GAP Gazeteciler Cemiyeti, Şanlıurfa Gazeteciler Birliği, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Mimarlar Odası , ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı) Şanlıurfa Temsilciliği, Şanlıurfa Vakfı Şanlıurfa Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Harita Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Urfa Mirasını Koruma Derneği, Urfa Kültür Merkezi, Kültürel Mirası Koruma Derneği, Şanlıurfa Turizmi Geliştirme Derneği, Harran Hukuk Derneği.